20 Mayıs 2023 Cumartesi

Öğretmen

Diyelim ki öğretmenler hiçbir şey öğretmiyor. Bir alanın uzmanı değil. Yani bir alanda uzun yıllar eğitim almamış. Sadece günlük üç dört saat bir sınıfa giriyor, yaşları huyları sosyal ekonomik kültürel yapıları farklı, geldikleri ortam farklı, o an orada olmak istemeyen, 15-20 çocuğa bakıyor. Evet sadece bakıyor. Ayak ayak üstüne atmış, elinde telefon oturuyor. Tamam mı? Yine de aldıkları parayı hak ediyorlar. Evet, zorunuza gidiyor anlıyorum. Analarının ak sütü gibi helaldir. Öğretmen arkadaşlarım. Siz de olaya bu açıdan bakarsanız zannedersem artık biz de ürettiğimiz emeğin, harcadığımız mesainin farkına varır da ona göre davranırız. Küçümsemek istemem, evladımızı emanet ettiğimiz bakıcılara en iyi ihtimalle 4-5 bin lira veriyoruz. Oradan pay biçin. Eğitim almadığını ve bir alanda eğitim vermediğini düşünün. Hiç mi değerimiz yok? Toplumdaki bu öğretmen düşmanlığının sebebi ya küçüklükte yaşanan travmadan ya da öğretmenin lider olarak, etkileyebileceği kitleyi hesaba katarsak değişimin öncüsü olabileceği ihtimali üzerinden ezilmesi ve mücadelesinin bölünerek önüne geçilmesi siyasetine dayanmaktadır. Buna zemin hazırlayan çoğunlukla mevcut iktidar, siyasiler ve o kafadaki medya ve velilerdir. Hayatın olağan akışında kimse çocuğuna bakıcılık yapan, bırakın bir şeyler öğretmeyi, hayata ve bir üst öğretim kurumuna hazırlayan öğretmene saygısızlık yapmaz. Bir rahat bıraksalar toplumdaki değişimi ve dönüşümü oturun izleyin. Bakın Türkiye haritasına, nerede bir aydınlık, refah, medeniyet, gelişmişlik, korunmuş bir doğal güzellik varsa oranın tarihinde mutlaka bir öğretmen vardır. Köy enstitüsü mezunu bir öğretmen veya köy enstitüsü mezunu bir öğretmenin yetiştirdiği bir öğretmen belki de....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder