22 Ekim 2017 Pazar
KIRLARDAN GELİYORLAR
kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber
elbette kırlardan kırlardan gelecekler
başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri
söyleyin nasıl dayanılır dükkânlara depolara
bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer
sonsuza varmadan bir önceyiz sanki
-o sayının da bir adı vardı unuttum-
her şey öyle saydam öyle madensel
kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz
hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber
eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna
artık bu yokları var etmeyi usladık
ağaçları budadık ormandan balıkları tuttuk denizden
hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık
çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber
hey koca dünya nasıl avucumuzdasın
nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden
çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin
elbette kırlardan gelecekler kırlardan
kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber
ey güzelim sümbül ve teber ey canım
gördüğüm sanki o değildi
sanki kuşlar albümünden bir maden
TURGUT UYAR
19 Ağustos 2017 Cumartesi
Yaşım
Hayal idim düş oldum
Kuru idim yaş oldum
Bir idim beş oldum
Melek doğurdu beni
Emekledim düş oldum
Yürür idim koş oldum
Ayaklandım baş oldum
Eylem yoğurdu beni
Okuluma gider oldum
Kalemimi tutar oldum
Sosyal öğretir oldum
Şiir okur yazardı beni
Kirpiklerde ıslandım
Pınarlarda kurudum
Aslında çok yoruldum
Sultan kandırdı beni
Büyüdüm derviş oldum
Alime yoldaş oldum
Artık otuz beş oldum
Yolum yarıladı beni
HD
Hayal idim düş oldum
Kuru idim yaş oldum
Bir idim beş oldum
Melek doğurdu beni
Emekledim düş oldum
Yürür idim koş oldum
Ayaklandım baş oldum
Eylem yoğurdu beni
Okuluma gider oldum
Kalemimi tutar oldum
Sosyal öğretir oldum
Şiir okur yazardı beni
Kirpiklerde ıslandım
Pınarlarda kurudum
Aslında çok yoruldum
Sultan kandırdı beni
Büyüdüm derviş oldum
Alime yoldaş oldum
Artık otuz beş oldum
Yolum yarıladı beni
HD
5 Ağustos 2017 Cumartesi
Birgün, evrensel, diğer dergi çevreleri, Türkiye'nin irili ufaklı, her tartışmada bölünüp isim değiştiren sol cenahı... Siz daha Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerine burun kıvırın, küçükseyin, yerden yere vurun kıt beyninizle... Yıllardır insan hakları, barış, çocuklar ölmesin gibi süslü laflarla emperyalizmin bu topraklara enjekte ettiği bölücü teröre kuyrukçuluk yaptınız.
Şimdi ülkenin geldiği noktada, iktidarın yeni bir devlet, toplum, fert modelini inşa sürecinde sizin de payınız var. Yeni mi aklınız başınıza geldi? Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi yeni mi hatırladınız? Neymiş? Yeni bir devlet kuruyoruz sözü anayasaya aykırıymış. İktidarın gerçek niyetini ortaya koyuyormuş. Kabul edilmezmiş. Günaydın!
Şimdi ülkenin geldiği noktada, iktidarın yeni bir devlet, toplum, fert modelini inşa sürecinde sizin de payınız var. Yeni mi aklınız başınıza geldi? Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi yeni mi hatırladınız? Neymiş? Yeni bir devlet kuruyoruz sözü anayasaya aykırıymış. İktidarın gerçek niyetini ortaya koyuyormuş. Kabul edilmezmiş. Günaydın!
18 Temmuz 2017 Salı
Sendikamın diyemeyeceğim. Gönül bağım koptu kopacak. Dayanışma maksatlı ödenti kesintisinden ibaret bundan sonra tüm ilişkim. Zaten bir asker ve polis şehit olsa çatışmada, sanki bir köpek ölmüş, hiç oralı değiller. Korucu şehit olsa işbirlikçi ve satılmış ilan etmemek için zor tutuyorlardır kendilerini. PKK çocuk veya sivil öldürse taraflara itidal çağrısı yaparlar. Adı eğitim sendikası ama okula, öğretmene, öğrenciye bir saldırı olsa tarafsızlık abidesi kesilip çatışma ve şiddet ortamı bizi bu noktaya getirdi derler. Operasyonlar sırasında örgüt üyeleri ve sempatizanları ölümler, yaralanma, baskı, gözaltı ve tutuklama nedeniyle sıkışacak olursa miting, yürüyüş, iş bırakma, barış çağrısı, çocuklar ölmesin temalı romantik şirinliklerle medyayı ve kamuoyunu harekete geçirirler. Hele de saldırıyı yapan belli olmasına rağmen "kimden gelirse gelsin" demezler mi! Pes artık...
Ne yani!?
Adamlar 40 yıldır bu milletin kılcal damarlarına varana kadar sızıp zehirlemediler mi?
Soruları çalıp, askeriyeye, adliyeye, emniyete sızıp yerleşmediler mi?
Medyalarında, okullarda, iş yerlerinde algı operasyonları çekmediler mi?
İş dünyasında, esnaf ve ticaret adamlarına tuzak ve tehditlerle şantajlar kurmadılar mı?
Kumpas davalarıyla Atatürkçü vatanseverleri temizleyip yerlerine doluşmadılar mı?
Hain darbe girişiminden birkaç ay öncesine kadar "asker darbe yapacak" demiyorlar mıydı?
Neymiş, "iktidar da bulaşmış mış" olabilir, siyaset seçimle gelir, seçimle gider. Halkın teveccühü şimdilik bu yönde, değişirse halk değiştirir. Kontrollü, planlı, örtülü sıfatlarıyla hainlerin diliyle konuşmuş olmuyor musunuz?
Ne yani, halkın üzerine ateş açıp yüzlerce canı almadılar mı, hala mahkemelerde inkar ve saptırma yoluna gitmiyorlar mı?
Bu kadar da kör olunmaz...
İhanete bu kadar da yol verilmez. AKP düşmanlığı yapacağım diye hainlere bu kadar da prim verilmez. Terör örgütleriyle mücadelesine destek olmuyorsunuz madem bari köstek olmayın. Hainler ile iç ve dış destekçileri hala pusuda, sinsi basit, gizli açık mesajlar, film, sinema, tişört vb söylemlerle kadrolarını bir arada tutmaya çalışıyorlar. Dış güçler de buradan hala bir umut içerisinde ülkemizi çökertmeye çalışıyorlar. Dışarıya karşı birlik ve beraberlik görüntüsü verebilirsek onlar da bu terör örgütlerinden umutlarını keseceklerdir. Bu süreçte dört cephede yedi düvele karşı mücadele eden devletimizin (İktidar, hükümet her neyse, sonuçta seçilmiş meşru görevde bir yönetim) yanında olmalıyız. Ülkemizi azgın sulardan durgun sulara çıkardıktan sonra tekrar yasal zeminde muhalifliğinize başlarsınız.
Adamlar 40 yıldır bu milletin kılcal damarlarına varana kadar sızıp zehirlemediler mi?
Soruları çalıp, askeriyeye, adliyeye, emniyete sızıp yerleşmediler mi?
Medyalarında, okullarda, iş yerlerinde algı operasyonları çekmediler mi?
İş dünyasında, esnaf ve ticaret adamlarına tuzak ve tehditlerle şantajlar kurmadılar mı?
Kumpas davalarıyla Atatürkçü vatanseverleri temizleyip yerlerine doluşmadılar mı?
Hain darbe girişiminden birkaç ay öncesine kadar "asker darbe yapacak" demiyorlar mıydı?
Neymiş, "iktidar da bulaşmış mış" olabilir, siyaset seçimle gelir, seçimle gider. Halkın teveccühü şimdilik bu yönde, değişirse halk değiştirir. Kontrollü, planlı, örtülü sıfatlarıyla hainlerin diliyle konuşmuş olmuyor musunuz?
Ne yani, halkın üzerine ateş açıp yüzlerce canı almadılar mı, hala mahkemelerde inkar ve saptırma yoluna gitmiyorlar mı?
Bu kadar da kör olunmaz...
İhanete bu kadar da yol verilmez. AKP düşmanlığı yapacağım diye hainlere bu kadar da prim verilmez. Terör örgütleriyle mücadelesine destek olmuyorsunuz madem bari köstek olmayın. Hainler ile iç ve dış destekçileri hala pusuda, sinsi basit, gizli açık mesajlar, film, sinema, tişört vb söylemlerle kadrolarını bir arada tutmaya çalışıyorlar. Dış güçler de buradan hala bir umut içerisinde ülkemizi çökertmeye çalışıyorlar. Dışarıya karşı birlik ve beraberlik görüntüsü verebilirsek onlar da bu terör örgütlerinden umutlarını keseceklerdir. Bu süreçte dört cephede yedi düvele karşı mücadele eden devletimizin (İktidar, hükümet her neyse, sonuçta seçilmiş meşru görevde bir yönetim) yanında olmalıyız. Ülkemizi azgın sulardan durgun sulara çıkardıktan sonra tekrar yasal zeminde muhalifliğinize başlarsınız.
19 Ocak 2017 Perşembe
Yeni Müfredatın Değerlendirilmesi: Görüşler ve Öneriler
TC
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK 8
TASLAK
MÜFREDAT DEĞERLENDİRMESİ
"Coğrafya
kaderdir." demiş, İbn-i Haldun; tarih ise kaza! Ve tarih
ayrıca toplumsal ve siyasi olayların deney laboratuvarıdır.
Ülkemizin şu günlerde yaşadığı bir çok sorunun çözüm
yolları aslında tarihtedir. Bundan yüzyıl önce de benzer
sorunları yaşadık ve bir büyük milli mücadele ve milli birlik
ve beraberlik ve dayanışma ruhuyla kurtulduk. Ve yıkıntılar
arasından, ateş çemberlerinden geçerek yeni bir devlet kurduk.
Atatürk ilke ve inkılapları sayesinde de çağdaş ve medeni
dünyada yerimizi aldık.
Yani
tarihsel süreç ve olaylar, yaşadığımız acı tatlı deneyimler
bize bu coğrafyada yaşamanın reçetesini elimize tutuşturdu. Bir
çok mazlum millet de bu reçeteyi iyi kötü bir şekilde
uygulayarak bağımsızlığına kavuşmuş ve onlar da ülkelerini
geliştirmek adına yenilikler yapmışlardır.
İşte
tam da bu noktada TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi,
geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yerel, milli ve evrensel
bir tarih ve coğrafya bilinci içerisinde yetiştirilmesi için bir
fırsat olarak görülmelidir. Konu ve kazanımlar, her türlü ön
yargıdan, kinden, hesaplaşmadan ve küçümsemeden uzak bir
anlayışla, geniş çaplı bir şekilde, dönemin şartları göz
önüne alınarak verilmelidir.
Bu
ders özellikle 8. sınıfta verilmesi yerinde olmakla birlikte
ilkokulun ve ortaokulun her seviyesinde peyderpey verilmelidir.
Örneğin; 5. sınıfta Atatürk'ün ailesi, çocukluğu okuduğu
okullar (kurum-grup vb ilişkilendirilerek) verilebilir. 6. sınıfta
aldığı görevler, yaptığı savaşlar liderlik yönü vb
verilebilir. 7. sınıfta yaptığı inkılaplar ve ilkeleri
verilebilir. Çünkü çocuklar 8. sınıfa geldiklerinde bu dersi
ilk kez gördükleri için kavramakta zorlanıyorlar. Bu da onların
ve biz Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin başarılarını olumsuz
yönde etkiliyor.
Son
olarak, 9. sayfada verilen kazanım sayıları ve oranları
tablosunda kazanım saatleri gözden kaçmış zannedersem, taslak
programa onu da eklerseniz daha kolay bir değerlendirme olurdu.
Kazanımlar
kısaltılmış ve konular azaltılmış, belki güzel olacak ama
kazanımların kaç saat süreceği tabloda gösterilmemiştir.
Ayrıca 1. üniteye eklenen Osmanlı'daki yenileşme hareketleri ile
Avrupa'daki gelişmeler konusu yaklaşık 500 yıllık bir zaman
dilimini kapsamaktadır. Nasıl altından kalkacağız? 7. sınıflarda
işlenmesi işimizi kolaylaştıracaktır belki ama gene de bu
kazanıma ayrılan saat yeterli olmazsa istenilen düzeyde
kavratılamaz. Bu ünite de Atatürk'ten başka diğer kahramanların
da doğumundan(!) bahsedilse iyi olur.
4.
ünitede Atatürk ilke ve inkılapları bir takım alanlar şeklinde
kategorize edilerek verilmiş. Gerek var mıydı bilmiyorum. Ancak
kronoloji göz ardı edilmiş. İnkılaplar tamamen kronolojik
sıralama halinde verilmelidir. Dönemin şartları ve sebep - sonuç
ilişkisi içerisinde verilmelidir. Hangi alanlarla ve hangi ilkeyle
ilgili olduğu çeşitli etkinliklerle öğrencilere buldurulmalıdır.
Ayrıca, şu anki müfredatta olduğu gibi ilk önce Atatürk'ün
fikir ve düşüncelerini oluşturması anlatılmalı, sonra ilkelere
geçilmeli, daha sonra da kronolojik olarak inkılaplar
anlatılmalıdır. Sonra da sahip çıkılması, devamlılığının
sağlanması ülkemize faydası, örnek alan ülkeler konuları
işlenmelidir. 5. üniteye halk evleri, kültür devrimi çabaları
da eklenmelidir. Hiç gocunmadan, hesaplaşmadan kaçınarak
ülkemizin geri kalmışlıktan kurtulması için yapıldığı
samimiyetle anlatılmalıdır.
6.
ve 7. üniteler yeterli olmuştur. Kısaltılması ve TC İnkılap
Tarihi ve Atatürkçülük dersinin çok partili hayata geçiş ile
birlikte bitirilmesi yerinde olmuştur.
Teşekkür
eder, iyi çalışmalar dilerim. İnşallah hayırlısı olur.
Hilmi
DERVİŞOĞLU
Sosyal
Bilgiler Öğretmeni
SOSYAL
BİLGİLER 5-6-7-8
TASLAK
MÜFREDAT DEĞERLENDİRMESİ
Madem
4+4+4 eğitim sistemine geçtik, sosyal bilgiler dersi de bu sisteme
uygun olarak yapılandırılmalıydı. İlkokul 4. sınıfta Sosyal
Bilgiler diye bir ders olmamalıdır. Somut işlemler döneminde olan
çocukların tamamen soyut kavramlardan ibaret olan bir dersi
algılamaları ve kavramaları çok güç olmaktadır. İlkokul kısmı
Hayat Bilgisi dersi olarak devam edegelmeli ortaokula geçtiklerinde
ayrı bir ders/disiplin olarak Sosyal Bilgiler ile karşılaşmaları
gerekir. Ve yapılandırmacı bir anlayışla 5. sınıftan 8. sınıfa
kadar verilmelidir. Yani 8. sınıfta TC İnkılap Tarihi ve
Atatürkçülük dersine ek olarak bir de Sosyal Bilgiler 8 dersi
olmalıdır. Yerelden evrensele doğru... 5'te yerel; 6'da bölgesel;
7'de ulusal; 8'de evrensel konular çerçevesinde tarih ve çoğrafya
konuları verilmelidir.
5.
sınıf kazanımları sadeleştirilmiş; güzel olmuş aslında ama
1. ünitede Atatürk'ün doğup büyüdüğü yer, ailesi ve okuduğu
okullar verilebilir. Ayrıca bu seviyedeki öğrencilere Sosyal
Bilimler diye ayrı bir disiplin ile ilk kez karşılaşacakları
için mevcut müfredatta verildiği gibi sosyal bilim dalları,
sosyal bilimlerin faydaları verilmelidir. 2. ünitedeki Anadolu ve
Mezopotamya uygarlıkları ile ilgili kazanım bu sınıf seviyesine
uygun olur mu bilmem ama kendi yaşadıkları çevredeki kalıntıların
farkına varmalarını sağlayacak kadar verilebilir.
6.
sınıflarda tarih şeridini öğretiyorduk, sanırım bu konu
çıkartılmış; peki nasıl öğrenecek çocuklar? Tekrar geri
eklenmeli... Ayrıca 1. ünitede Atatürk'ün aldığı görevler
(roller); 7. ünitede de yaptığı savaşlar ve anlaşmalar
verilebilir. Ayrıca konum, ölçek vb konular kaldırılmış! Peki
ne zaman, nasıl öğrenecekler? 6. sınıfın ilk döenminde
veriliyordu biraz kavramakta zorlanıyorlardı tamam ama yine bu
sınıfın son ünitelerinde verilebilirdir.
7.
sınıflarda Osmanlı devletinin kuruluşundan yıkılışına kadar
sadece siyasi olaylar savaşlar fetihler dönemsel olarak
verilmelidir. (kuruluş, yükselme, duraklama, yıkılış) 4.
ünitede doğudan batıya bilimsel ve teknolojik gelişmeler
kronolojik olarak veya eş zamanlı tarih şeridi eşliğinde
Osmanlı'ya etkileri ile birlikte verilmelidir. Ayrıca 6. ünitede
Atatürk'ün yaptığı inkılaplar ve Atatürk ilkeleri de Osmanlı
devletindeki yenileşme ve demokratikleşme çabalarının bir sonucu
ve devamı olarak verilmelidir.
8.
sınıflara Sosyal Bilgiler diye bir ders eklenmelidir. Sosyal
Bilgiler dersinde ise 5,6,7. sınıflara ek ve devamı olarak
bölgesel sorunlar (Komşular, Kafkaslar, Ortadoğu, Balkanlar,
Kıbrıs, AB Türk cumhuriyetleri) verilmeli, Türkiye ve dünya
coğrafyası, temel uzay bilgileri, Atatürk'ten sonra Türkiye,
İkinci Dünya Savaşı, Uluslar arası kuruluşlar, Türkiye'deki
demokratikleşme çabaları ve darbeler, insan hakları ve
vatandaşlık temel bilgileri, anayasa ve Uluslar arası hukuk, basın
ve medya, sosyal medya ve yazılım, sivil toplum ve örgütlenme vb
konular yer almalıdır.
Bu
şekilde öğrenciler ortaöğretime, sosyal bilimlerim temel olgu ve
kavramlarını kazanmış olarak geçeceklerdir. Mevcut haliyle 8.
sınıfta bir sosyal bilgiler dersi olmadığı için, çocuklar
liseye tarih ve coğrafya alanında gerçekten yetersiz bir şekilde
geçiyorlar.
Hayırlı
olması temennisiyle, iyi çalışmalar dilerim.
Hilmi
DERVİŞOĞLU
Sosyal
Bilgiler Öğretmeni
11 Ocak 2017 Çarşamba
2 Ocak 2017 Pazartesi
Kötüsünüz oğluuem!
Şu insanların yüzündeki masumiyeti görmeyecek kadar kötü ve kör...
İşimize, emeğinize saygınız yok bilirdik emmeeeee;
Acımıza saygınız da yokmuş!
Yok oğluuem, yitiksiiz oğluuem siz!
Bir çocuğun başını okşamamış,
çocukla birlikte emeklememiş,
çocukla çocuk olmamışsıez ogluuem siz.
Cebinizden şeker çıkartıp da verdiniz mi lan bir çocuğa?
Lan oğluuem var yaaaa; şiir miir bilmezsiiez tamam da küçükken size kimse masal anlatmadı mı?
Nerde büyüdünüz lan siz?
Bakın ulan şu ölenlerin yüzüne!
Beyin yok kafa tasınızın içinde, bilirdik emmeeeee, yürek de mi yok oglum sizin gögüs kafesinizin içinde?
Hiç mi hissetmediniz insan olduğunuzu?
Barut kokusu akışkanlık mı yaptı burnunuzda, hiç sızlamadı mı burnunuzun direği sevgili özlemiyle?
Oglum siz uçurtma da mı uçurmadınız?
Kötüsünüz oğlum işte!
Kötü, çirkin, korkak...
Şiir bilmez, türkü bilmez...
Bir köpeğin başını da okşamamışsınızdır kesin, bir kediye de mi gülümsemediniz?
Lan ooğlum var ya, yumurta vermese tavuklara bile sofra silkelemezsiniz?
Gidin oğlum lan, bitin artık!
İğrenç herifler!
Adam değilsiniz oğlum siz!
Şu insanların yüzündeki masumiyeti görmeyecek kadar kötü ve kör...
İşimize, emeğinize saygınız yok bilirdik emmeeeee;
Acımıza saygınız da yokmuş!
Yok oğluuem, yitiksiiz oğluuem siz!
Bir çocuğun başını okşamamış,
çocukla birlikte emeklememiş,
çocukla çocuk olmamışsıez ogluuem siz.
Cebinizden şeker çıkartıp da verdiniz mi lan bir çocuğa?
Lan oğluuem var yaaaa; şiir miir bilmezsiiez tamam da küçükken size kimse masal anlatmadı mı?
Nerde büyüdünüz lan siz?
Bakın ulan şu ölenlerin yüzüne!
Beyin yok kafa tasınızın içinde, bilirdik emmeeeee, yürek de mi yok oglum sizin gögüs kafesinizin içinde?
Hiç mi hissetmediniz insan olduğunuzu?
Barut kokusu akışkanlık mı yaptı burnunuzda, hiç sızlamadı mı burnunuzun direği sevgili özlemiyle?
Oglum siz uçurtma da mı uçurmadınız?
Kötüsünüz oğlum işte!
Kötü, çirkin, korkak...
Şiir bilmez, türkü bilmez...
Bir köpeğin başını da okşamamışsınızdır kesin, bir kediye de mi gülümsemediniz?
Lan ooğlum var ya, yumurta vermese tavuklara bile sofra silkelemezsiniz?
Gidin oğlum lan, bitin artık!
İğrenç herifler!
Adam değilsiniz oğlum siz!
1 Ocak 2017 Pazar
Benim yeni yılımı kutlayabilirsiniz.
Çekinmeyin.
Yeni bir takvim astım duvara.
Yeni planlamalar yaptım.
Hesaplar, ödemeler falan...
Dünyamız, milattan öncesini bilmem ama sonrasında 2016 tur atmış, 2017'nci turuna başlamış... Daha ne olsun... Güzel olsun, iyi olsun, umut olsun... Dua niyetine dilekler bunlar, neyin peşindesiniz?
İsteyen eğlenir, isteyen kutlar, isteyen uyur size ne?
İnadına kutlu olsun, beyinsizler!
Çekinmeyin.
Yeni bir takvim astım duvara.
Yeni planlamalar yaptım.
Hesaplar, ödemeler falan...
Dünyamız, milattan öncesini bilmem ama sonrasında 2016 tur atmış, 2017'nci turuna başlamış... Daha ne olsun... Güzel olsun, iyi olsun, umut olsun... Dua niyetine dilekler bunlar, neyin peşindesiniz?
İsteyen eğlenir, isteyen kutlar, isteyen uyur size ne?
İnadına kutlu olsun, beyinsizler!
Söylemeden geçemeyeceğim!
Geçenlerde bir HDP'li milletvekili meclis kürsüsünde "... Gelin Kur'an'da birleşelim, sizi Kur'an'ın yoluna davet ediyorum..." gibi bir şeyler söyledi. Ulan var ya bu dini herşeye maske ediyorsunuz ya, ben de ona... Şaşırmıyorum aslında. Yakalandınız, sobe!
Siz değil misiniz, bölücülük ayaklanması çıkartıp yakalanınca "şey efendim biz aslında şeriat için kıyam eyleduk, kem küm!" diye g.tü kurtarmaya çalışan Şeyh Sait'in torunları!
Geçenlerde bir HDP'li milletvekili meclis kürsüsünde "... Gelin Kur'an'da birleşelim, sizi Kur'an'ın yoluna davet ediyorum..." gibi bir şeyler söyledi. Ulan var ya bu dini herşeye maske ediyorsunuz ya, ben de ona... Şaşırmıyorum aslında. Yakalandınız, sobe!
Siz değil misiniz, bölücülük ayaklanması çıkartıp yakalanınca "şey efendim biz aslında şeriat için kıyam eyleduk, kem küm!" diye g.tü kurtarmaya çalışan Şeyh Sait'in torunları!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)