24 Ağustos 2022 Çarşamba

Öğretmenler üzerine

Herkesi saygıyla selamlıyorum!

Biz öğretmenler olarak ürettiğimiz emeğin değerin farkında değiliz. Gelen ahkam kesiyor, giden burun kıvırıyor, başımızdakiler de küçümseyip daha bir de azarlıyor. Pandemi sürecinde azıcık kıymetimiz anlaşılır gibi oldu. O zaman da yata yata para alıyorlar dediler. Biz birlik olmayınca, mesleki dayanışma ve sınıf bilincine erişmedkçe daha çok eziliriz.

Bugün Türkiye'de yaklaşık on sekiz milyon öğrenci var. Bunlara biz bakıyoruz. Sadece oturup sınıfta ayak ayak üstüne atsak bile bu parayı hak ediyoruz, kimse kusura bakmasın. Bir bakıcıya ortalama iki üç bin lira verildiği bir yerde, siyasi iktidar ve yalakaları bizim hem bedenen hem de zihnen yani aktif olarak çalıştığımızı, gırtlak patlattığımızı, bir sürü bürokratik iş ve işlem yaptığımızı, çağın şartları gereği mobil olarak çevrimiçi bile çalıştığımızı ve çocukların derste, koridorda, okulda ve okul dışında birçok sosyal, duygusal ve bilişsel durumlarına maruz kaldığımızı, etkileşim halinde olmak durumunda kaldığımızı görmezden geliyorlar. Vicdanımızın ve idealist duygularımızın yanı sıra farklı görüşlere sahip olmamızın emeğimizin sömürülmesine yol açtığını meslektaşlarımıza iyi anlatmak lazım. Ayrışmamıza yol açan çok unsur var ve maalesef siyasi iktidarlar ve onların yakala yöneticileri bunu iyi kullanıyor. Memur öğretmen profilinden sıyrılıp, aydın öğretmen/lider öğretmen rolüne evrilmeli, emekçi öğretmen misyonunu üstlenmeliyiz. Yoksa egemen sınıfın ve yönetici tabakanın çocuk bakıcısı konumundan kurtulamayız. İmkanı olan çocuklarını okutup bir yerlere getirirler gene ama, yoksul halk çocuklarının payına umutsuzca okul sıralarında şaibeli sınavlarla avutulmak düşer. Bir dönem nasıl ki Köy Enstitülü öğretmenler en az iki üç nesli orta çağ karanlığından çekip çıkardılarsa bugün de Eğitim Sen'li öğretmenler bu korku ikliminden ve yozlaşmadan kurtarabilir çocuklarımızı. Ama bu, öğretmenleri kurtarmadan olmaz diye düşünüyorum. Bu yüzden her okula bir Eğitim Sen'li lazım.

Daha konuşacak çok şey var ama sözü fazla uzatmanın anlamı yok. Yürüyelim. Yani büyük bir yürüyüş örgütlemek lazım. Ses getirecek bir yürüyüş.

Saygılarımla...