11 Aralık 2015 Cuma



Okullarda ölçme değerlendirme üzerine öneriler:


Tüm sınıflarda sınavlar ortak yapılmalı mı?
İyi olur. Çünkü bu çocuklar ilerde hep ortak sınavlara girecek. Biz niye okullarda her bir öğrencinin veya sınıfın seviyesini gözeterek sınav hazırlayalım ki? 5. Sınıflardan itibaren bütün sınavlar ortak olsun.

İllerde, bir ölçme değerlendirme birimi kurulmalı mı? Nasıl çalışmalı?
Yukarıdaki hedefe yönelik, soru hazırlama ve okuma amaçlı bir merkez... Tabi olmalı, kurulmasını isterim. Şeffaf ve adil bir merkez olmalı. Şaibeye yer vermeden çalışmalı.
Yazıları, sınavları bu merkez yaparsa öğretmenler de süreci değerlendirmeli. Bunun için öğretmenlerin kullanımına yönelik her ders için ortak formlar hazırlayıp kullanıma sunabilirsiniz. Ama her öğretmen her okulda aynı ölçeği kullanmalı.


Bana bir şeyhler olursa şaşmayın!

"Dondum, kaldım!"
Hiçbir şey söyleyemiyorum. Düşünemiyorum bile...
Memleketin her yanı yangın yeri, patlamaya hazır bomba gibi ayrıca. Güzelim Akdeniz'de kocaman kocaman savaş gemileri konumunu alıyor. Güzelim gökyüzümüzde savaş uçakları cirit atıyor. Yanı başımızda kan ve gözyaşı... Kaçabilenler boğuluyor Ege'de... Komşumuz... Evet komşumuz mu kaldı? Suriye? Irak? Irak'la gene küstük! İran gazı kısmış, Rusya, ambargo üstüne ambargo açıklıyor...
"Kilitlendim, dondum kaldım!"
Kendi içimizde bile hergün bir can gidiyor... Arkasında gözü yaşlı analar, çocuklar ve eşler bırakarak... Minare diplerinde ve cami avlularında cinayetler işleniyor. Okullar yakılmış, caddeler gaz bombası altında, sokaklar hendeklerle geçilmez hale gelmiş... "Beşikler vermiş Nuh'a", kucağını açmış yetmişiki millete Anadolu... Uygarlık buralarda mı doğmuş, inanamıyorum. Öğrencilerime anlatıyorum Sümerleri, Asurları, Hititleri... "Selçuklular" diyorum, Anadolu'yu bayındır hale getirmiş... Osmanlılar, harman yerine çevirmiş... Cumhuriyet ile birlikte kader birliği yapmış, bu yetmişiki millet... Şimdi ise, hedef gözeterek ateş yakılıyor. Gözümüzün içine soka soka...
Bize kimden miras kaldı bu düşmanlık, kafam çok karışık!
Muhalefet tutuk, basın tutuklu, iktidar tutkulu! Aklıselim sahibi kimse yok mu?
Kaldım, seyrediyorum sadece! Başka bir dünyada yaşıyormuş/yaşanıyormuş gibi!
Bana bir "şeyhler" olursa şaşmayın!

17 Kasım 2015 Salı

Seçim sistemi üzerine bir değerlendirme:

Sonuçlar açıklandı. Bir gariplik var. Batıdaki büyük şehirlerde bir milletvekilliğine düşen oy sayısı, doğudaki bazı küçük illere göre çok fazla... Eşit oy ilkesine aykırı...
En az seçmeni olan il baz alınsın. O ilde en çok oyu alan parti "1" milletvekilliği çıkartmış olsun. Diğer iller için her milletvekilliğine düşen oy sayısı, o kadar olsun. Veya o belli bir aralık tespit edilsin.
Örneğin, en az seçmeni olan il Bayburt. 53000 seçmeni var. 1 milletvekilliği düşsün. En çok oyu alan parti onu alsın. Yakın iller için belli aralık tesbit edilir. 50000-75000 gibi, 1 milletvekilliği... 75000-10000 için 2... Böyle böyle her ile düşen vekil sayısı tesbit edilir...
En adil yöntem bu bence...
Tartışılabilir...

16 Haziran 2015 Salı

restorasyon mu devrim mi

“Sanat gerçekliğe tutulan bir ayna değil, gerçekliği şekillendiren bir çekiç" ise... Restorasyon mu Devrim mi demeliyiz?
"Restorasyon" demek, aslına, eskisine uygun hale getirmek demektir kabaca, devrim ise çağdaş ve köklü değişiklikler...
Peki halk restorasyon mu, değişim mi, koalisyon mu, devrim mi istiyor... Restorasyon diye yola çıkıp, düzelt düzelt nereye kadar! Neye elini atsan elinde kalır... Sonunda konsept değişikliği ile birlikte, postmodern bir kafeye dönüşüp turistlerin beğenisine sunulmak da var...
5 maddelik, 15 maddelik şartlarla, kırmızı çizgilerle dönüp dolaşıp asıl ağa babaların size çizdiği role bürünürsünüz de farkında olmazsınız.
Biraz cesaret... Çünkü "idare-i maslahatçılar esaslı devrimler yapamazlar!"