30 Temmuz 2013 Salı

Uzman/Baş Öğretmenlik ile ilgili önemli bir değerlendirme

Bu yıl yapılacak görüşmelerde de Uzman/Baş Öğretmenliğin gündeme gelmesi bekleniyor.

Uzman öğretmenlik meselesi gerçekten can sıkıcı boyutlara ulaşmıştır. Sınavla uzman olan bir öğretmen olarak neyin uzmanı olduğumu anlayabilmiş değilim. Matematik branşında olduğuma göre Uzman Matematik Öğretmeni miyim diyorum cevap hayır çünkü sınavda bana tek bir Matematik sorusu sorulmadı ki? Uzman olmadan önce de şimdi de yöneticiyim yöneticilikte mi uzmanım diyorum o da değil çünkü adı Uzman Öğretmenlik.
Verilen uzmanlık kariyer basamağını gerçek anlamda kariyer basamağı olarak adlandırmak mümkün değildir. Çünkü içerisinde alanda uzmanlık yoktur. Kaldı ki öğretmenlik zaten uzmanlık mesleğidir.
Unutmayalım ki uzmanlık getirilirken dönemin bakanı tarafından ek derslerde yapılan kısıtlamalara alternatif olduğu söylenmiştir.
Bugün gelinen noktada yasal düzenleme yapılmadığından yüksek lisans yapan öğretmenler dava açtıkları taktirde kazanmaktalar ve bu hakkı almaktadırlar. Yüzlerce örneği var bunun. Şimdi hükümetle masaya oturulduğunda Yüksek Lisans yapana Uzmanlık verelim denilirse var olan bir hak (mahkemeyle alınabilen) masada kazanılmış gibi sunulmuş olacaktır. Yani geçen yılki hata tekrar edilecektir.
Bu işin en kestirme ve kolay yolu;
Uzman öğretmenlik Unvanı kaldırılsın. 8 yılını dolduran her öğretmene Uzman öğretmenlik için verilen ödenek ödensin öğretmene de sen kariyerinin birinci basamağındasın denilsin.
Aynı şekilde başöğretmenlik unvanı kaldırılsın. 15 yılını dolduran her öğretmene de başöğretmenlik tazminatı ödensin. Kariyerinin ikinci basamağındasın denilsin. Aynı uygulama 20 yılını dolduran öğretmenlere da sağlanarak yani onlara da üçüncü basamak tanımlanırsa hem sorunu kökten çözülmüş olur, hem de öğretmene ek bir mali kazanım kazandırılmış olur.
Böylece;
- İçi boş olan Uzman ya da Başöğretmen kavramlarını tarihe gömmüş,
- Şu anda 6 yıldır yapılmayan ve sadece bir kez yapılan sınav nedeniyle mağdur olan bu hakkı almak isteyen öğretmenlere haklarını teslim etmiş,
- Bakanlığın sürekli davalarla karşılamasını önlemiş,
- Mahkemeleri rahatlatmış,
- Bakanlığı mahkeme masraflarından kurtarmış,
- Öğretmenlere kıdemlerine göre ek mali hak kazandırmış,
OLUNUR…
Bakanlık ayrı bir kariyer planlaması yapmak istiyorsa bunu farklı bir şekilde gerçekleştirebilir. Buradaki amaç var olan bir eşitsizliğin giderilmesi sorununa çözüm bulmak, yeni haklar elde etmek olmalıdır.
Saygılarımla…

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Antakya'ya...

Düşenlerden Yücelere(*)

Bir dağın kutsallığına sevdim seni.
Bir denizin kızıllığında...
Bir ovanın maviliğinde sevdim seni.
Bir nehrin kıvrılışında...(*)
Antakya!
Ne yaptılar sana!
Darius'tan bu yana,
     savaşlar görmemiş kentim...
Kirlettiler mi seni!
Bakışını, gülüşünü, kucaklayışını çok mu gördüler!
Kaçtım senden Antakya,
     benim olma diye...
Ama aklım sende kaldı,
     fikrim sende.
Üşüştüler mi leş kargaları,
     barışına, hoşgörüne, kardeşliğine.
Bir eylemin coşkusunda sevmiştim seni.
Bir pınarın berraklığında.
Bir yağmurun fısıldayışında sevmiştim seni.
Ve Kirpikler'inin yürek çizen bakışlarında...(*)
Antakya!
Kanadın, kanattın, kandırdın beni.
Mutluluğuna uzak bir tepeden bakmak isterdim senin;(*)
Şimdi her bakışımda hüzünlü gülüşleri yansıyor gözlerime,
     gencecik fidanların,
          acısı geliyor burnuma.Cömert Yağmur'ların acısı...
Kekik ve Reyhan(lı) kokulu parklarında,
ve barikatların arkasında direnen Korkmaz yiğitlerin acısı...
Antakya!
Yaktın, yandırdın beni.
Hey Kurtuluş'un ilk ve son meşalesi,
     hoşgörünün Habibi hey!
Hey Armutlu'nun Asi yürekli gençleri...
Geleceğim'iz utanmayacak.
Son söz yürekte hey,
     son söz direnenlerde! Sizde...
Dar ve gizemli sokaklarında kaybolma artık,
     bulamam seni.
Rüzgarlarına savrulup g
itme uzaklara,
     koklayamam seni.
Her y
oldan geçen otobüsün camında,
     ismini arayamam senin.(*)


HD(*), AY(*), GY(*), RI(*), EŞ(*)

14 Temmuz 2013 Pazar

Demokrasi mi dediniz?

PLATON - ATİNA - (MÖ 427 – MÖ 347)

“Demokrasinin esas ilkesi, halkın egemenliğidir. Ama halkın, kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, varsıl, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye dönüşebilir.
Halk övülmeyi ve vaatleri sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşiye dönüşür ve demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.”


TÜRKİYE - MS 2013