18 Eylül 2023 Pazartesi

 Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre bakanların hiçbir hükmü yoktur. Sadece bakarlar. Yürütme yetkisi sadece ve sadece cumhurbaşkanına aittir. Meclisteki vekillerinin çoğu onun iki dudağı arasında belirlenen kişilerden oluştuğuna göre. Geçelim. Saraya bakalım. Bakanların hepsi bir figürden öteye gidemezler. Bazı ünlü bakanlar bile konu mankeni olarak orada durdular. Mesela Mehmet Şimşek bile imaj için oraya getirilmiştir. Bakanların bütün politikalarını saraydaki ofisler ve kurullar belirler. Meclis ve Bakanlar da uygular. Seçimden önce ne dendiğini bir kıymeti yoktur. Oy veren kitlenin ve yetkili sendikalara üye olan arkadaşlarımızın bu gibi değerlendirmelerde bulunabilecek, eleştirebilecek ve yargılayabilecek cesaretleri, anlayışları ve bakış açıları yoktur. Ve belki de ne olursa olsun, ölesiye biat etmişlerdir. Sistem her şey. Zaten bu şekilde kurgulanmıştır. Muhalefet partileri de toplumsal muhalefeti yatıştırmak üzere konumlanmış oldukları için umut olamamaktadırlar. Tek çözüm toplumsal muhalefeti emek ve emekçi ekseninde örgütlemek veya bu eksende örgütlü kurumları güçlendirmek veya bir şekilde Cumhurbaşkanımıza ulaşarak önerilerle politikalarını etkilemeye çalışmaktır. Çünkü sistem bu. Tek yetkili kişi o. Oraya oynamak lazım.